Bu dönem, motor
gelişim dönemi açısından refleks hareketler dönemi olarak adlandırılan
dönemdir. Doğumdan bir yaş civarlarına kadar olan süreci kapsar. Bebeklik
dönemi olarak nitelendirilen bu süreçte bebek motor davranışlar sonucu dış
dünya ile ilişki kurar. Bilgi, fiziksel yaşantılar yoluyla edinilir. Duyusal
izlenim ve motor etkinlikler son derece önemlidir. Sözü edilen bilgiyi edinme
tamamen duyusaldır. Gerçek bir düşünce söz konusu değildir.
Bebeğin kendi
vücudunun ve çevresindeki nesnelerin farkında olmaması yanında, akıl yürütme ve
mantıksal işlemleri de söz konusu değildir.
Refleksler, bilişsel
gelişimin başlangıç unsurudur. Bebeğin göz hareketleri, dokunma, emme gibi
refleksleri onun çevresiyle ilişkisini sağlamakta ve refleks şemalarıyla ilgili
alıştırmaları da öğrenmeye ilişkin gelişimini başlatmaktadır.
Nesne devamlılığı ve
taklit bu dönem için sözü edilmesi gereken iki kavramdır. Gözle görülemeyen
nesnenin takip edilememesi, nesnenin varlığının anlaşılmaması şeklinde
özetlenebilecek olan nesne devamlılığı, bebeğin hafızasında nesnelerin
temsilinin olmamasıdır. Dönemin sonuna doğru, her hangi bir nesne gizlenmiş
olsa da, onun var olduğunun bilinmesi ve aranması gerçekleşmektedir (Cüceloğlu,
1992).
Taklit
ise, duyu-motor dönemde bebeğin sonraki yaşamında gözlem yoluyla öğrenmesine
basamak oluşturacak bir davranış olup, onun bir davranış özelliğini ya da
modeli takip ve kopya edebilmesidir.
Bu dönem informal hareket eğitimi
dönemidir. Bu döneme ilişkin temel yaklaşım bebeğe olabildiğince dokunma
dokunulma şeklinde ilişkiye girme ortamları sağlanmalıdır. Çünkü bu dönem, bebeğin
hareketlerle bilgi edinme ve bilgi çözme dönemidir.
Bu
dönemde refleks hareketlerin var olması kadar, giderek kaybolmaya başlaması
gerekliliği de hayati bir öneme sahiptir.
Duyu-motor dönem, motor
gelişim dönemleri açısından bakıldığında refleks hareketler ve ilkel hareketler
dönemine denk düşer.
Refleks hareketler
dönemi bilgi toplama ve bilgi çözme evreleri olarak, ilkel hareketler dönemi
ise, reflekslerin ortadan kalktığı ilk kontrol evresi olarak değerlendirilir.
Birincil refleksler
olarak adlandırılan birçok refleksin emme, arama, yakalama ve sarılma
işlevlerine yönelik hareketleri ilgilendiren bölümü bebeğin doğumundan dördüncü
ayına kadar devam eder. Daha önce sözü edildiği gibi bu bilgi toplama
evresidir. Bu evrede, bebeğin bilgiyi toplaması; besin arama (emme) ve
korunmasında temel olan refleksleri içeren motor davranışları kapsar.
İstemli hareketlere
benzeyen duruşa ilişkin reflekslerin yer aldığı ve birçok duruşa ilişkin refleks
hareketin sergilendiği bilgi çözme evresi ise, bebeğin yaklaşık dördüncü ayında
itibaren başlar ve yaklaşık bir yaşına değin sürer.
Bilgi çözme evresi
aynı zamanda yaklaşık dördüncü aydan sonra reflekslerinde yavaş yavaş ortadan
kalmaya başladığı süreçtir. Çünkü, beyin merkezlerinin gelişimine bağlı olarak
refleksler giderek kaybolur ve oturma, emekleme, yaka-lama gibi istemli motor
davranışlar ortaya çıkmaya başlar (Gallahue, 1982).
Duyu-motor dönem, daha
önce sözü edildiği gibi, motor gelişime ilişkin ilkel hareketler dönemi olarak
adlandırılan dönemi de içine alır. Reflekslerin tamamen ortadan kalktığı, hareket
kontrolü yetisinin oluştuğu, lokomotor, manipülatif ve denge hareket
gruplarının istemli olarak ortaya çıktığı ve kabaca kontrol edilebildiği süreç
olan bu dönem, yaklaşık iki yaşlarına kadar sürecek olan dönemdir.
Piaget’ye göre
bilişsel gelişim açısından, duyu-motor olarak adlandırılan dönem motor gelişim
dönemleri açısından refleks hareketler ve ilkel hareketler dönemiyle
çakışmaktadır.
Bu dönemde bebeğin
gelişimine ilişkin olarak özetle yapılması gerekenler ile yapılmaması
gerekenler şu şekilde sıralanabilir;
v
Doğumdan
itibaren bütün bebeklere hareket edebilme serbestisi sağlanmalıdır. Çünkü, motor
davranış öncelikle refleks, daha sonraları istemli olarak bilişsel gelişimi
doğrudan etkiler. Bilişsel gelişim temel unsurunun nesneyle temas ve ilişki olduğu
unutulmamalıdır.
v
Bebeğin
doğumundan dördüncü ayına değin reflekslerin normal olup olmadığı uzman
tarafından mutlaka izlenmelidir.
v
Bebeklerde
reflekslerin yasaklandığı istemli hareketlere geçildiği sürede hareketliliğe
olanak ve ortam sağlanmalı, asla engelleyici olunmamalıdır.
v
Bebekler
için uyarım ya da uyaran yoksunluğu kadar fazlalığı da sorundur. Bu konuda
özenli olunmalıdır.
v
Bebeğin
emekleme ve yürümeye başlaması ile onun çevreyi tanıması ve araştırması
arasındaki ilişki unutulmamalı (Onur, 1997: 55) ve olabildiğince bu isteğe
fırsat yaratılmalıdır.
v
Eşyalara
dokunma, tutma onlarla ilişki kurma istemine, amaca uygun oyuncaklarla destek
verilebileceği gibi, ev yaşantısında bebeğe zarar verecekler dışında hiçbir
eşya ortadan kaldırılmamalı, saklanmamalı ve yasaklanmamalıdır. Unutulmamalıdır
ki, her motor davranış, bilişsel bir davranışın sonucu, her bilişsel davranış
ise motor bir davranışın ürünüdür.
v
Bu
dönemde çocuğa neyi, nasıl, niçin, nerede, ne zaman yapacağı ile ilgili
kurallar koymak, yerine onun zarar görmeden hareket ederek öğreneceği ortamlar
yaratmak gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.